28 Haziran 2011 Salı

Işık Tanrıçası

Yaşasın! 1 yıl içinde Gece Evi ve Tanrıça serileri ile tapınmaya başlayacağım kadar sevdiğim yazar P.C. Cast'in yeni romanı çıktı!

Görür görmez aldım, başlamak için eve dönmeyi bile beklemeden yolda ufak ufak göz attım. Tabi bilmeyenler için yazardan ve yazdıklarından bahsetmek gerek.

Phyllis Christine Cast 1960 doğumlu Amerikan romantik / korku / fantazi edebiyatının başarılı bir temsilcisi. Ülkemizde aslında ilk serisi olan Tanrıça ile değil, Gece Evi ile tanındı. Alacakaranlık serisinin açtığı yol vasıtasıyla hayatımıza girdi ve kısa sürede tırnak kemirterek sıradakini bekleten bir yazar haline geldi. Sıradan bir lisenin sıradan bir edebiyat öğretmeni olan Cast'ın kitaplarının olağanüstü olmasının sebebi ise mitolojiyi inanılmaz bir ustalıkla günümüze taşıyabiliyor olması. Onun kitaplarında tanrıçalar, her kadının banyosunda bulunan ışıklı büyüteçli aynalardan kullanıyor, vampirleri Yves Saint Lauren'in kafes ayakkabıları için dövüşüyor ve muhteşem aşklar yaşıyorlar. Sadece Antik Yunan ve Antik Roma değil, Kelt mitolojisinden Kızılderili mitlerine kadar dünya üzerinde hikayesi yazılmış hangi tanrıça varsa, O'nun kitaplarında yeri hazır!

Önce Deniz ve Bahar Tanrıçası ile deniz kızının aşkını ve bir ölümlünün Hades'e duyduğu aşkı okuduk. Ve sıra şimdi Apollon'un sevdasını okumaya geldi.  Sabah 8'de kalkmam gerekirken beni gece 3'e kadar kitleyen akıcı bir hikaye olduğunu söyleyebilirim. Yağmacılık yapmak istemiyorum ama 3'üncü kitapta Bahar Tanrıçası'ndaki hikayenin devamına dair izler bolca mevcut. Hele ki Işık Tanrısı Apollon'un aşka dair boşluklarını Persephone ve Hades sayesinde fark ettiğini düşünürsek umduğunuzdan daha fazlasını da bulabilirsiniz. Final için ölümüne sabırsızlanıyorum ve muhtemelen bu yazının son noktasını koyduktan sonraki 2-3 saat içinde orgazma ulaşacağım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder